Haber

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: İktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlık sürecine büyük darbe olur

14 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimler öncesi hem iktidar hem de muhalefet kanallarından dikkat çekici değerlendirmeler gelmeye devam ediyor.

SOYLU’DAN SONRA BİR DİKKAT DAHA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “15 Temmuz fiili bir darbe girişimidir. 14 Mayıs 2023, Türkiye’yi tasfiyeye yönelik tüm hazırlıkların bir araya getirilmesiyle oluşturulabilecek siyasi bir darbe girişimidir” açıklamasının ardından Genel Başkan’dan yankı uyandıran açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum.

“BATILI BİR MANDA GÜCÜ HAKİM OLACAĞIZ…”

Habertürk ekranlarında Mehmet Akif Ersoy’un seçim gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Uçum, “2023 seçimlerinde bir iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlık sürecine büyük bir darbe olur. Batıcı, mandacı bir güç felsefesi hakim olacak ve hem coğrafi bütünlük hem de Türkiye’nin hem coğrafi bütünlüğü hem de Türkiye’nin tam bağımsızlık sürecine girecektir.” Türkiye’nin siyasi birliği tehlikeye girer. Bence girer” dedi.

“SEÇİM BOZULACAK”

Uçum’un açıklamalarından satır başları şöyle; “2023 seçim süreci öncekilerden farklı yönler üzerinde gelişiyor. Vatandaşın kendi hayatıyla ilgili diyelim, maliyetiyle ilgili değerlendirmeler yapıyor. Her seçimden önce bu tür değerlendirmeler yapılıyor. Bu seçim muhtemelen bu seçimin kalıbını kıracak. Bu dönemde böyle sorunların olduğu iktidar kanadından Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edilmektedir.Bu sorunların analizinde özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi görülmektedir.Bu seçim Türkiye’nin kendini hissedebilmesi için yapması gereken bir seçimdir. öyle ya da böyle asayiş halkın gündeminde, Akdeniz’de, Irak’ta, Suriye’de durumumuz ne olacak Rusya- Ukrayna savaşında Türkiye’nin rolü nasıl devam edecek?

“MACERAYA YAKLAŞIM YOK”

Seçmen nezdinde ulus devletin ontolojik varlığının devamı önemli bir yere sahiptir. Maceraya atılmak gibi bir seçme yaklaşımı yoktur. Küresel sistemde Türkiye’nin seçimleri çeşitli kanallardan takip ediliyor. Bir yanda dünyanın mazlum milletleri, İslam coğrafyası Türkiye’nin yükselişi için umut üretti. Cumhurbaşkanı’nın ürettiği küresel düzende siyaset ‘dünya beşten büyüktür’ yaklaşımıdır. İnsani yardım umut üretir. Çatışma ulusal devletler ile küresel güçler arasındadır. Bir yandan umut olarak görülebilirken, diğer yandan bu yükselişin nereye gideceğini merak eden küresel güçlerin bakış açısından da bakılabilir.

“DARBE VAR”

Irak ve Suriye’den askerlerin çekilmesiyle gündeme gelecek yaklaşımlar. Türkiye’nin terörle mücadelesine yaklaşımlar. Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik sistematik yaklaşımlarına inandırıcı hiçbir şey yok. Türkiye’nin güvenlik alanlarını korumazsanız ‘Bu bahsi daha da ileri götüreceğiz’ demenin yerini tutacağını düşünmüyorum. Türkiye’nin Rusya ile olan bağlarını değerlendireceğimize dair açıklamalar oldu. 2023 seçimlerinde iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlığına darbe olacaktır. Bu başarılabilir mi, başka bir konu. Temel devlet doktrinlerinin korunacağına dair inanç veren bir yaklaşımları yok. Ekonomik krizlerle başa çıkmada şimdiye kadar uygulanan modellerden farklıdır. Türkiye milli demokrasi programını hayata geçirdi, ekonomi programı uygular. Krizlerle mücadelede büyüme stratejisine dayalı program.

“PARLAMENTARİ SİSTEMDE BOZULACAĞIZ”

Burada esas olan milli iktisat politikası yaklaşımı değişmiyor. Tıpkı ulusal demokrasi açısından olduğu gibi. 16 Nisan’da sistem değişikliği yaptık. Muhalefet bu sisteme her türlü eklentiyi yaptı. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili açıklama yaptılar. 16 Nisan değişikliğinden önce mutlulukla katkıda bulunan bir insanım. Bu sistemin yürütme gücünü kendi içinde ağırlaştıran, yürütmedeki hareketliliği artıran, bakanlıklar arasındaki çatışmayı ortadan kaldıran bir sistem olduğu anlatıldı. Bu sisteme geçildikten sonra kur manipülasyonunda, pandemide, Rusya-Ukrayna krizinde parlamenter sistem olsaydı, darmadağın olurduk.

“BU SİSTEMDE EN İYİ KARAR VERİLİR”

Başkanlık sistemi, parlamenter sisteme göre çok daha yüksek bir kolektif çalışma kapasitesine sahiptir. Bakanlar Kurulu’nda karar alabilmek için ehven-i şerden taviz vermek gerekiyor. Başkanlık sisteminde olabilecek en doğru kararı almak vardır. Kabine sisteminde en uygun bakan aranır. Bu sistemde bir yanda bakanlar, diğer yanda meclisler vardır. Parlamenter sistemin en değerli sorunu çıkar yönetimidir. Bütün siyasi meclislerin lideri Cumhurbaşkanımızdır. O meclisler, Cumhurbaşkanı’nın verdiği talimatla siyaset üretiyor.

“TÜRK TOPLUMU KUTUPLANMIŞ DEĞİLDİR”

Ülkemizde temsil alanlarındaki çatışma ve çatışmalar toplumun kutuplaşması olarak yansımaktadır. Bu son derece sakıncalıdır. Türk toplumu kutuplaşmış değil. Kürt-Türk, Alevi-Sünni üzerinden yapmaya çalıştılar, başaramadılar. Türk toplumunun kutuplaşmadığının altını çiziyorum. Kendi içinde çatışmalar yaşayabilir ama kutuplaşmaz. Bu sistem demokratik engelleme üretir. Başkanlık sisteminde ister birinci tip, ister ikinci tip Başkan’ı siz seçeceksiniz. Tercih edenler demokratik bloktur. Bu nedenle kutuplaşma bir ezberdir, bunlardan uzak durmalıyız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu