Gabonlu Dina’nın ölümü: Tacizden mi kaçıyordu?
Gabonlu Karabük Üniversitesi öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, 26 Mart’ta Karabük’te Filyos Çayı’nın önünde bulundu. Arkadaşlarının ‘Dina’ dediği öğrencinin ölümüyle ilgili bugüne kadar çok sayıda kişinin ifadesi alındı. Dina’nın telefon incelemeleri, Dina’ya çok sayıda taciz edici mesaj gönderildiğini ortaya çıkardı.
‘DİNA’YI GETİ TELEFONU BULACAĞIM’
Birgün’den Timur Soykan, konuyla ilgili yazısında şunları yazdı: “26 Mart 2023’te Karabük’te Filyos Çayı’nda hayatını kaybeden 17 yaşındaki Gabonlu öğrenci Dina’yı götüren 56 yaşındaki Dursun A., Ölümünden kısa bir süre önce otomobilinde bulunan 3 kez gözaltına alınıp serbest bırakıldı.Tuhaflık bitmedi.Dördüncü kez gözaltına alınan Dursun A. önceki gün tutuklandı.İki haftalık soruşturmada ilk tutuklama gerçekleşti .
İl merkezi 132 bin nüfusa sahip olan Karabük’te çoğunluğu Afrikalı olmak üzere 12 bin 500 yabancı öğrenci bulunuyor. Siyahi kız öğrencilerin fuhuş çeteleri tarafından tuzağa düşürüldüğü tezi de ağızdan ağza yayıldı. Dina’nın da çeteler tarafından tuzağa düşürüldüğü iddia ediliyor. Arkadaşlarının ‘Dina’ dediği Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, daha üç ay önce Karabük Üniversitesi’ne kaydolmuştu.
Gabonlu kızın hayatının son haftasına dönüp baktığında, bir taciz kuşatması altında olduğu görülüyor. Dina Karabük’ten cep telefonu almıştı. Bu telefonu önce İstanbul’daki bir akrabasına gönderecekti, o kişi de Orta Afrika ülkesi Gabon’a teslim edecekti.
20 Mart 2023’te telefonu toplayıp PTT’ye gitti. Burada temizlikle görevli 35 yaşındaki İsmail Ç. de personel yetersizliğinden kargo gönderiyordu. Dina’ya Türkiye numarası olmadığı için paketi takip edemediğini söyledi ve kendi telefon numarasıyla kaydı yaptı. Barkodu Dina’ya verirken yanına telefon numarasını yazdı. Daha sonra kargo ile gelen evrakların ekran görüntülerini alarak Dina’ya gönderdi. Sözünü hayır için yaptığını söyledi.
Ancak kargo İstanbul’daki adrese ulaşmadı. Dina 23 Mart’ta tekrar PTT’ye geldi ve telefonun gitmediğini söyledi. Ertesi gün, ikamet eden arkadaşının kız arkadaşı Cabir ile geldi. Dina ağlıyordu, çok üzgündü. İngilizce konuşan bir PTT çalışanı söylediklerini tercüme ediyordu. Ancak kargo bulunamadı.
Bu arada Dina, Gabon Cumhuriyeti’ndeki annesine, “Siyahi bir adam olduğum için telefonu geri almama izin vermiyorlar. Artık bıktım anne. Şimdi sadece ağlıyorum… Sakarya’ya gideyim. Sakarya’da ırkçılık yoktur.”
İddiaya göre; Dina, bir arkadaşına PTT’deki kişilerin telefonu geri vermek için onu seks yapmaya zorladığını söyledi. Hatta bize 10 bin TL teklif ettiklerini söyledi. Dina’nın bir arkadaşı, PTT çalışanının aracıyla konuta geldiğini söyledi. İsmail Ç. Dina ile PTT dışında hiç görüşmediğini savundu.
Dina ile birlikte postaneye giden Jaber de Dina’nın telefonun kaybolması nedeniyle çok üzüldüğünü söyledi.
Dina’nın sakini ve Jaber’in sevgilisi Warris şunları söyledi: “Bazı yerlerde Jaber’in kızları seks için pazarladığı söyleniyor. Bu açıklamalar kesinlikle gerçek dışıdır.”
PTT çalışanı İsmail Ç.’nin sözleriyle Jaber ile ilgili bir detay dikkat çekiyor: “Dina’nın ölü bulunmasından 2-3 gün sonra Dina’nın PTT şubesine ‘Kardeşim’ diye tanıttığı kişi ile Fransızca bilen beyaz saçlı yaşlı bir Türk. (Cabir) geldi. Şube çalışanlarından Dina’nın gönderdiği telefonu istediler. Telefon sağlanmadı.” Cabir’in yanındaki beyaz saçlı kişinin kimliği ise soru işaretlerini gündeme getiriyor.
TÜM ERKEKLER ‘YARDIMCI’DIR
Dina’yı taciz ettiği iddia edilen sadece PTT çalışanı değildi. Telefonu bulmak için yardım istediği diğer isimler de aynı şeyi yaptı. Polis, Dina’nın telefonundan paylaşım yapan kişilerin kimliklerini belirlemiş ve ifadelerini almıştı. Bu şahıslar Dina’nın kendilerine geldiğini tartışıyorlardı ama bunun doğru olup olmadığını bilemeyiz.
Dina, vefatından iki gün önce öğle saatlerinde 100. yıl mahallesinde hüzünlü bir halde yürüyordu. Burada 30 yaşındaki Samet Ç. duruyordu. Sözüne göre; Dina yorgunken alçak sesle ve zayıf bir Türkçe ile kendi kendine bir şeyler açıklamaya çalıştı. Telefonundaki çeviri programında anlaştılar. Samet Ç.’nin tezine göre; “Arabanız var mı, PTT’ye götürebilir misiniz?” Dina sordu. Arabası yoktu. Samet C., sözleriyle Dina’nın arkadaşlarının kaldığı Has Apartmanı’na birlikte yürüdüklerini söyledi. Kendisine yardımcı olacağını söyleyerek telefon numarasını aldı. Samet C. ardından yaşananları şöyle anlattı:
“Eve gittikten sonra paketini bulmak için Whatsapp’a mesaj attık. Bana teşekkür etti. İftardan sonra babamın arabasını aldım. 100. Yıl Mahallesi’ni bir süre gezdikten sonra Dina’ya ‘Arabayı buldum, gelir misin’ diye sormuş. Paylaştım. Ben de Dina’nın girdiği apartmanın fotoğrafını çekip kendisine gönderdim. Ama Dina gelemeyeceğini, hasta olduğunu söyledi. Israr eden birkaç mesaj gönderdim. Ama gelmeyeceğini söyledi. Bir süre daha bildirilere cevap vermeyince evime döndüm… Sabah işe gittim. Saati tam hatırlamıyorum ama bir kez daha ‘PTT kargoya gittiniz mi?’ diye mesaj attım. Ancak bu mesaj Dina’nın telefonuna iletilmedi. Bunun dışında Dina ile ne yüz yüze ne de telefon görüşmem oldu.”
Polis, “Dina’ya para karşılığında seks teklif ettiniz mi?” diye sordu. Samet Ç. “Hayır, kesinlikle böyle bir teklifte bulunmadım” diye cevap verdi.
Polis, Dina’ya Whatsapp üzerinden mesaj gönderdiği belirlenen 33 yaşındaki Ülent Y.’nin de ifadesini aldı. Ayrıca Dina’nın kendisine geldiğini iddia etti. Bülent Y., şunları söyledi: “İngiliz telefon numaramı istedi. Ona telefonumu verdim. Telefonuma yabancı bir numara kaydetti. Herhangi bir isim yazmadı. Kız yabancı bir dilde konuşuyordu, bu yüzden pek iyi anlaşamadık. Bisikletime atlayıp marketten çıktım. Birkaç gün sonra kızın telefonuna İngilizce “Adın ne, kaç yaşındasın?” diye WhatsApp mesajı attım. Flört etmek istedim. Ama kız mesajlarıma cevap vermedi. Daha sonra GSM operatörü üzerinden aramaya çalıştım ama telefon aramadı. Kızı bir daha hiç görmedim. Haberlerde öldüğünü gördüm.”
‘BİZİM İÇİN HER ŞEY KÖTÜLÜKLE DOLU’
Geçen gün “tanık” ifadesini yazdık, bu da Dina’nın bir fuhuş çetesinin tuzağına düştüğü iddiasını güçlendiriyor. Karşı apartmandaki bu tanık, 25 Mart akşamı Dina’nın bir evden çıkmak için bağırdığını, kapıyı tekmelediğini ve yumrukladığını söyledi. Bu tanık “Polisi arayacağım” diye bağırınca Dina evden ayrıldı. 17 yaşındaki kız sokakta yalınayak koşarken 4-5 kişi sokaktan aşağı indi ve Dina’nın koştuğu yere doğru yürüdüler. Ancak apartmandaki Gabonlu arkadaşları onun sözlerinde herhangi bir ses duymadıklarını söylediler.
Bu tanık ifadesinde sokaktaki 4-5 kişiyi teşhis edemediğini, hava karanlık olduğu için yüzlerini göremediğini anlatmıştır. Daha sonra tanığın Dina’ya mesaj atan Samet Ç.’yi o gece dışarı çıkanlardan biri olarak teşhis ettiği iddia edildi. Samet C. ise o sırada bulunduğu restoran ve Avcılar Kulübü’nde birçok kişinin kendisini gördüğünü söylüyor.
25 Mart gecesi Dina, bir süre koştuktan sonra sokağa çıktı. Arka kapıdan burada durdurduğu lacivert arabaya bindi. Tutuklanan Dursun A. otomobilini kullanıyordu. kızı hastaneye götürürken kapıyı açıp atlamak istediğini, durunca kaçtığını söyledi. Olay anında arabasıyla oradan geçen bir görgü tanığı, siyahi genç kızın arka kapıdan koşarak çıktığını ve daha sonra kapıdan uzun boylu bir adamın bu şekilde çıktığını söyledi.
Dina’nın ölü bulunmasının üzerinden 2 hafta geçti. Ama hala birçok soru işareti var. Ancak 17 yaşındaki Gabonlu kızın taciz kuşatması altında olduğuna şüphe yok. Annesine yolladığı ses kaydındaki şu sözler muhtemelen bu yaşadıklarını özetliyordu: “Biz burada her şey güzel derken bile bize her şey kötü.”